Sanığın Yükümlülüğü – TCK Madde 325

Anasayfa | Makaleler
Sanığın Yükümlülüğü – TCK Madde 325

Sanığın Yükümlülüğü – TCK Madde 325

Ceza muhakemesi süreci, kamu adına yürütülen bir yargılama faaliyetidir ve bu süreçte pek çok masraf doğmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nun 325. maddesi, bu masrafların kime ait olacağını düzenleyerek, “sanığın yükümlülüğü” başlığı altında önemli bir hukuki sorumluluk alanı oluşturmaktadır.

Bu makalede, sanığın yargılama giderlerinden hangi şartlar altında sorumlu tutulacağı, HAGB ve erteleme kararlarının bu sorumluluğa etkisi ile sanığın ölümü durumunda ortaya çıkacak hukuki sonuçlar detaylı şekilde ele alınacaktır.


TCK Madde 325: Sanığın Yükümlülüğü

1. Genel Kural: Mahkûmiyet Halinde Giderlerin Sanığa Yüklenmesi

TCK m.325/1’e göre:

“Cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmesi hâlinde, bütün yargılama giderleri sanığa yüklenir.”

Bu hüküm doğrultusunda, bir kişi hakkında mahkûmiyet hükmü verilmesi veya güvenlik tedbiri uygulanması halinde, yargılamanın başından sonuna kadar doğan tüm masraflar (bilirkişi ücreti, keşif masrafı, tebligat giderleri vb.) sanığın üzerine bırakılır.

Yani mahkûmiyet, sadece ceza almayı değil aynı zamanda sürecin ekonomik yükünü de üstlenmeyi beraberinde getirir.


2. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması ve Cezanın Ertelenmesi Hallerinde Gider Yükümlülüğü

TCK m.325/2’ye göre:

“Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve cezanın ertelenmesi hallerinde de birinci fıkra hükmü uygulanır.”

Bu düzenleme, HAGB veya cezanın ertelenmesi kararlarında da yargılama giderlerinin sanıktan tahsil edilmesini öngörmektedir. Yani ceza hukuku anlamında lehe bir karar verilmiş olsa dahi ekonomik yükümlülük devam etmektedir.


3. Sanık Lehine Sonuçlanan Giderler Devlete Yüklenebilir

TCK m.325/3 uyarınca:

“Yargılamanın değişik evrelerinde yapılan araştırma veya işlemler nedeniyle giderler meydana gelmiş olup da, sonuç sanık lehine ortaya çıkmış ise, bu giderlerin sanığa yüklenmesinin hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığında mahkeme, bunların kısmen veya tamamen Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verir.”

Bu düzenleme, sanık lehine sonuçlanan veya beraatle sonuçlanmasına rağmen öncesinde yapılan işlemler nedeniyle oluşan masrafların otomatikman sanığa yüklenmeyeceğini ortaya koyar. Hakim, somut olayın özelliklerine göre bu giderlerin tamamını veya bir kısmını Devlet Hazinesi’nin karşılamasına karar verebilir. Bu da hakkaniyet ilkesinin ceza muhakemesinde korunmasına yönelik bir güvencedir.


4. Sanığın Ölümü Halinde Mirasçılar Giderlerden Sorumlu Değildir

TCK m.325/4’e göre:

“Hüküm kesinleşmeden sanık ölürse, mirasçılar giderleri ödemekle yükümlü tutulmazlar.”

Bu hükümle, sanığın ölümünün ardından cezai sorumluluğun şahsi olması ilkesine paralel olarak, yargılama giderlerinin de mirasçılara yüklenmemesi güvence altına alınmıştır. Hüküm kesinleşmeden önceki ölüm, mirasçıların bu konuda herhangi bir borç altına girmeyeceği anlamına gelir.


Yargıtay Uygulamaları ve Değerlendirme

Yargıtay, sanığın lehine sonuçlanan davalarda oluşan masrafların her durumda sanığa yüklenemeyeceğini, bu tür giderlerin belirli koşullarda Hazineye yüklenebileceğini çeşitli kararlarında vurgulamıştır. Özellikle haksız gözaltı, tutuklama ve beraat gibi durumlarda da devletin kusursuz sorumluluğu ilkesi çerçevesinde bu tür giderlerin devlete yüklenmesi gerektiği kabul görmektedir.


SSS (Sıkça Sorulan Sorular)

Sanık beraat ettiyse yine de yargılama giderlerini öder mi?

Hayır, sanık lehine sonuçlanan davalarda yargılama giderlerinin sanığa yüklenmesi hakkaniyete aykırı görülebilir. Mahkeme bu giderleri Devlet Hazinesi’ne yükleyebilir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında (HAGB) sanık yargılama gideri öder mi?

Evet. HAGB kararı verilse dahi TCK m.325/2 gereği sanık yargılama giderlerinden sorumludur.

Sanık cezası ertelendiğinde yine de yargılama gideri öder mi?

Evet. Cezanın ertelenmesi kararı da mahkûmiyet niteliğinde olduğundan giderler sanığa yüklenir.

Yargılama sürerken sanık ölürse giderler mirasçılara geçer mi?

Hayır. Hüküm kesinleşmeden sanığın ölmesi halinde mirasçılar yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz.

TCK 325 kapsamında devletin gideri üstlenmesi hangi durumlarda olur?

Beraat, kovuşturmaya yer olmadığı veya yargılamanın sanık lehine sonuçlandığı durumlarda, özellikle masrafların sanığa yüklenmesi hakkaniyete aykırı düşüyorsa bu giderler devlete yüklenebilir.

Yargılama gideri nedir?

Tebligat, bilirkişi ücreti, keşif masrafı, tanık gideri, posta ücretleri gibi yargılama sürecinde ortaya çıkan kalemlerdir.


Sonuç

TCK m.325 ile ceza muhakemesinde sanığın mali sorumluluğu açık bir biçimde düzenlenmiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve cezanın ertelenmesi durumlarında dahi bu yükümlülük devam ederken, sanığın lehine gelişen bazı özel durumlarda, adaletin ve hakkaniyetin sağlanabilmesi adına giderlerin devlet tarafından karşılanması mümkündür.

Ceza hukukunun sadece cezai yaptırımlardan ibaret olmadığını, ekonomik sonuçlar da doğurduğunu gösteren bu madde, özellikle ceza yargılamasına taraf olan kişiler için dikkatle takip edilmesi gereken bir konudur.

0 Yorum

Yorum Bırak

Abone Ol!

Bizden haberdar olmak için bültenimize abone olun.

© 2025 Av. Sinan Akalın Tüm Hakları Saklıdır.
AYZ Bilgisayar ve Yazılım tarafından geliştirilmiştir.