Toplumun günlük yaşamında sıkça karşılaşılan bir olgu olan dilencilik, kimi zaman bir ihtiyaç hali kimi zaman ise suistimale açık bir istismar aracı olarak karşımıza çıkmaktadır. Her ne kadar ahlaki ve toplumsal bir sorun olarak algılansa da, Türk Ceza Hukuku açısından bazı durumlarda cezai yaptırımı da söz konusu olabilir. Özellikle çocukların ve engelli bireylerin dilencilikte araç olarak kullanılması, örgütlü dilendirme faaliyetleri Türk Ceza Kanunu kapsamında suç olarak tanımlanmıştır.
Türk hukukunda herkesin kendi iradesiyle yardım talep etmesi (örneğin köşe başında para istemesi) doğrudan bir suç teşkil etmez. Ancak bu durum idari yaptırımlara konu olabilir. Kabahatler Kanunu uyarınca dilencilik, kabahat olarak düzenlenmiş ve idari para cezası yaptırımına bağlanmıştır.
Ancak dilencilik faaliyeti bazı özel koşullarda gerçekleştiğinde, kabahat değil doğrudan suç teşkil eder ve bu durumda Türk Ceza Kanunu devreye girer. TCK m.229 hükmü, özellikle çocukları, engelli bireyleri ya da örgütsel yapılar içinde dilendirme faaliyetlerini açıkça cezalandırmaktadır.
TCK m.229 -
(1) Çocukları, beden veya ruh bakımından kendini idare edemeyecek durumda bulunan kimseleri dilencilikte araç olarak kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçun üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımları ya da eş tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Bu suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
Her birey bu suçun faili olabilir. Ancak özellikle çocuğun veya engellinin bakım yükümlülüğüne sahip kişiler açısından durum daha ağırlaşmaktadır.
Çocuklar (18 yaşını doldurmamış kişiler),
Bedenen veya ruhen kendini idare edemeyecek durumda olan bireyler.
Bu kişilerin bizzat kendilerinin dilenmesi değil, "araç olarak kullanılmaları" suçun konusunu oluşturur. Örneğin; bir yetişkinin çocuğuyla birlikte sokağa çıkıp çocuğu dilendirmesi veya engelli bireyleri göstererek yardım toplaması.
Suçun aile bireyleri tarafından işlenmesi (m.229/2),
Suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi (m.229/3),
cezada artırıma neden olur.
Fiilin Niteliği | Verilecek Ceza |
---|---|
Basit hâlde dilencilikte araç kullanma | 1 – 3 yıl arası hapis cezası |
Akraba veya eş tarafından işlenmesi | Ceza yarı oranında artırılır |
Örgütlü şekilde işlenmesi | Ceza bir kat artırılır |
Örnek: Fail, çocuğunu dilendirmiş ve aynı zamanda bu faaliyet bir suç örgütü kapsamında yapılmışsa, ceza önce yarı, sonra bir kat artırılarak uygulanır.
Yargıtay kararlarında özellikle çocuğun bilinçli olarak dilendirme aracı yapılması, fiziksel ve zihinsel engellilerin "yardım toplama aracı" olarak kullanılması ağırlaştırıcı neden sayılmakta; bu tür fiiller çocuk haklarının ihlali ve insan onuruna aykırı davranışlar olarak değerlendirilerek cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak verilmesi gerektiği belirtilmektedir.
Suçun bir örgüt faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirilmesi durumunda artık sadece bireysel eylem değil, sistematik bir suç yapısı oluşmuş olur. Bu durumda fail, TCK m.220 (suç işlemek amacıyla örgüt kurma) hükümleriyle birlikte yargılanabilir.
Eğer dilencilik TCK m.229 kapsamına girmiyorsa, yani çocuk, engelli ya da örgütsel bir yön söz konusu değilse, Kabahatler Kanunu m.33 devreye girer:
“Dilencilik yapan kişilere zabıta tarafından idarî para cezası verilir ve bu kişilerin topladığı paraya el konulur.”
Bu durumda adli değil, idari işlem yapılır.
Hayır. TCK m.229 kapsamındaki suç, çocukları veya engellileri araç olarak kullanmayı kapsar. Sadece kendi adına dilenen kişi Kabahatler Kanunu kapsamında para cezası ile karşılaşır.
Eğer çocuk dilencilik amacıyla kullanılıyorsa evet. Bu durum TCK m.229 kapsamındadır. Ancak çocuk sadece yanında bulunuyorsa ve aktif olarak dilenmiyorsa farklı değerlendirilebilir.
Evet. TCK m.229/3 uyarınca ceza bir kat artırılır. Ayrıca TCK m.220 kapsamında suç örgütü kurma ve yönetme suçları da gündeme gelebilir.
Bu durumda hem ceza soruşturması yürütülür hem de çocuk koruma kanunu kapsamında çocuğun devlet korumasına alınması sağlanır. Savcılık ve Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü devreye girer.
112 Acil Çağrı Merkezi’ne ya da doğrudan polis ve zabıtaya bildirim yapılmalıdır. Özellikle çocuk ya da engelli varsa olay ciddiyet kazanır.
Evet. Mağdurun vatandaşlığına bakılmaksızın çocuk veya engelli birey araç olarak kullanılıyorsa yine TCK m.229 uygulanır.
Dilencilik, Türk hukuk sisteminde bazı özel koşullarda cezai yaptırıma bağlanan bir suçtur. Özellikle çocukların veya engelli bireylerin istismar edilerek araç haline getirilmesi, suçun temelini oluşturur. Bu gibi durumlarla karşılaşıldığında, toplumsal farkındalık ve hukuki bilinçle hareket etmek, hem mağdurların korunması hem de suistimallerin önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Hazırlayan:
Av. Sinan Akalın – Mersin Ceza Avukatı
https://www.sinanakalin.av.tr
© 2025 Av. Sinan Akalın Tüm Hakları Saklıdır.
AYZ Bilgisayar ve Yazılım tarafından geliştirilmiştir.